200 Kg Canlı Hayvandan Ne Kadar Et Çıkar? Farklı Yaklaşımlarla Bir Forum Sohbeti
Selam forumdaşlar,
Bir süredir aklımı kurcalayan bir konuyu, farklı bakış açılarıyla masaya yatıralım istiyorum: 200 kg canlı ağırlığa sahip bir hayvandan net olarak ne kadar et çıkar? Bu soru ilk bakışta basit gibi dursa da; tür, kesim tekniği, yağ-bon kemik oranı, besleme, hatta kültürel tercihler gibi bir sürü değişkene bağlı. Gelin, hem sayılara yaslanan hem de toplumsal etkileri gözeten bir çerçevede konuşalım; siz de araya girip kendi tecrübelerinizi yazın ki konu zenginleşsin.
---
“Et Verimi” Ne Demek? Kısa Tanım ve Formüller
Kasap ve zootekni literatüründe işin iki temel adımı var:
1. Sıcak Karkas Ağırlığı (SKA): Kesim sonrası deri, baş, ayaklar ve iç organlar alındıktan sonra tartılan karkas.
2. Perakende (Kemiksiz) Et Verimi (PEV): Karkasın parçalanıp kemik, kıkırdak ve fazla yağ ayrıldıktan sonra sofraya girebilecek temiz et.
Basit formüller:
- Dressing (%) = SKA / Canlı Ağırlık × 100
- PEV (%) = Kemiksiz Et / SKA × 100
- Toplam Sofralık Et (%) ≈ Dressing × PEV / 100
Bu oranlar hayvana göre geniş aralıkta değişir; birazdan ayrıntılandıracağız.
---
Türlere Göre Kabaca Hedefler: 200 Kg İçin Ne Beklemeli?
Sığır (genç dana/düve sınıfında 200 kg):
- Dressing: %50–60 (genç ve zayıfsa alt sınır, iyi kondisyonluysa üst).
- PEV: %65–75 (kemiksiz parça oranı; ırk ve yağ dağılımına göre).
- Sofralık et: %32–45 bandı.
Yani 200 kg × %32–45 = 64–90 kg arası kemiksiz et makul bir aralık.
Koyun/Keçi (200 kg canlı ağırlık bu türlerde ender; ama kıyas için yüksek kondisyonda düşünelim):
- Koyunda dressing tipik olarak %45–52; PEV %60–70.
- Sofralık et: %27–36 bandı.
200 kg’lık örnek teorik kalabilir; ama ölçeklemek için: 50 kg’lık bir koçta 13–18 kg civarı kemiksiz et görülebilir. 200 kg’ı baz alırsak ölçek dışı bir birey olurdu; bu yüzden koyun/keçi için esasen canlı ağırlığa göre oranlar konuşulur.
Besleme ve ırk etkisi:
- Daha yağlı tipler dressing’i yukarı çeker ama PEV’i (kemiksiz verim) bazen sınırlı artırır, çünkü ayrılacak “fazla yağ” artar.
- Daha kaslı ırklar (sığırda bazı etçi ırklar) PEV’i iyileştirir.
---
Neden Aynı 200 Kg’dan Biri 64 kg, Diğeri 90 kg Et Çıkarıyor? Değişkenler
- Rumendeki doluluk & aç bırakma (shrink): Kesimden 12–24 saat önce yem kısıtlanırsa iç organ ağırlığı azalır, dressing yükselir.
- Deri ve baş/ayak ağırlığı: Sığırda deri ağırdır; zayıf hayvanlarda göreli pay daha yüksektir.
- Yağ dağılımı: İntermüsküler ve subkutan yağ, görsel “doluluk” verir ama kemiksiz etin sofraya giren kısmını her zaman artırmaz.
- Kemik oranı: Yaşa bağlı; genç hayvanlarda kemik yüzdesi görece yüksek olabilir.
- Kesim standardı ve ustalık: Düzgün yüzüm ve trim, hem hijyen hem verim için kritik.
- Parçalama tercihi: “Sıfır yağ” isteyenle “butun yağlı kalsın” diyenin PEV’i farklı çıkar.
---
Erkeklerin Veri Odaklı Bakışı: Sayılar, FCR ve TL/Kg Hesabı
Forumda sık gördüğümüz bir yaklaşım: “Rakam gelsin, karar verelim.” Bu perspektifte öne çıkanlar:
- FCR (Feed Conversion Ratio / Yem Dönüşümü): Kaç kg yemle 1 kg canlı ağırlık kazanıldı? Eğer 200 kg canlı ağırlığa geliş maliyeti yüksekse, 64–90 kg’lık kemiksiz etin TL/kg bazında maliyeti belirleyici olur.
- Net randıman hesapları: “200 kg × %55 dressing = 110 kg karkas; 110 × %70 PEV = 77 kg et.” Sonra “77 kg × satış fiyatı – besleme + sabit giderler” diye kâr/zarar tablosu çıkar.
- Standart sapma / risk: Hangi ırkta ve hangi besleme rejiminde alt–üst bant genişliği dar? Veri odaklılar, oynaklığı sevmez; öngörülebilir verim ister.
- Benchmarking: Aynı bölgedeki üç kasap/mezbaha verimi karşılaştır, ortalama al, dağılımı gör; sonra karar ver.
Bu bakış açısı, özellikle üretim ve ticaret yapanlar için anlamlı: Net rakam, öngörülebilirlik ve tekrarlanabilir sonuç.
---
Kadınların Duygusal-Sosyal Odaklı Bakışı: Refah, İsraf ve Topluluk Etkisi
Toplumdaki pek çok tartışmada görülen ikinci eksen: “İşin insani, çevresel ve kültürel boyutu ne?” Burada öne çıkanlar:
- Hayvan refahı: Kesim öncesi stres hem et kalitesini hem toplum vicdanını etkiler. Stres, pH ve DFD/PSE gibi kalite problemleri doğurabilir; bu da “çıkan etin değeri”ni düşürür.
- İsrafın azaltılması: Karkas dışı yan ürünler (iç organlar, yağ, kemik suyu, deri) değerlendirildiğinde toplam gıda çıktısı artar. “Verim sadece kemiksiz et midir?” sorusu burada gündeme gelir.
- Paylaşım ve topluluk: Büyük parçaların komşu/akraba arasında paylaştırılması, ekonomik yükü hafifletir; geleneği, dayanışmayı güçlendirir.
- Sürdürülebilirlik: “Daha az ama daha iyi et” yaklaşımı; porsiyon kontrolü, tüm hayvanın saygıyla kullanılması, çevresel ayak izinin düşünülmesi.
Bu bakış açısı fiyat/gramın ötesine geçer: Kalite, etik ve toplumsal uyum gibi görünmez ama etkili parametreleri tartıya koyar.
---
İki Yaklaşımı Birleştirmek: “Soğukkanlı Matematik + Sıcak Vicdan” Modeli
Gerçek hayatta en sağlam kararlar hibrit olur. Örnek bir yol haritası:
1. Teknik Ölçüm:
- Kesim öncesi 12 saat yem kes; canlı ağırlığı netle.
- Mezbahada SKA’yı belgelet, fotoğraflı kayıt tut.
- Parçalama sonrası kemiksiz et ağırlığını ve sınıflamasını (but, kontrfile, döş vb.) tart.
2. Kalite-Kıymet İlişkisi:
- Etin pH/renk/doku gözlemlerini ve olgunlaştırma süresini not et.
- Fazla yağın bir kısmını değerli yan ürüne çevir (kavurma yağı, kuyruk yağı, sabun, mum vs.).
3. Toplumsal Boyut:
- Kullanmayacağın organik parçaları ihtiyaç sahiplerine/yerel üreticilere ver; israfı azalt.
- Parçaları önceden alıcılarla planla; derin dondurucu, vakum, porsiyonlama.
4. Karar Destek:
- 3–5 kesimde ortalama randımanını bul; tür/ırk/besleme notlarını tut; sonra hangi profil sana en iyi TL/kg + memnuniyet sağlıyor, gör.
---
Pratik Örnek Hesaplar (Sığır 200 kg Senaryosu)
- Temkinli Senaryo (zayıf kondisyon):
Dressing %50 → 100 kg karkas. PEV %65 → 65 kg kemiksiz.
- Orta Senaryo (ortalama kondisyon):
Dressing %55 → 110 kg karkas. PEV %70 → 77 kg kemiksiz.
- İyi Senaryo (kaslı/iyi kondisyon):
Dressing %60 → 120 kg karkas. PEV %75 → 90 kg kemiksiz.
Bu aralıklar, neden “tek doğru” olmadığını güzel anlatıyor. Siz kendi kesimlerinizde hangi bandı görüyorsunuz?
---
Yan Ürünler ve “Gizli Verim”: Sadece Et Değil
Kelle-paça, işkembe, ciğer, böbrek, yürek, dil; ayrıca kemikten iliksiz/ilikli su ve yağı değerlendirmek… Bunlar sofraya giren besin denkleminde ciddi yer tutar. Salt “kemiksiz kırmızı et”e bakarsak verim düşük görünebilir; ama tüm hayvanı değerlendirme kültürü (nose-to-tail) hem etik hem ekonomik getiriyi artırır.
---
Forum Soruları: Sizin Tecrübeniz, Sizin Dengeniz
- 200 kg canlı ağırlıkta gerçek ölçümleriniz ne diyor: 65 mi, 77 mi, 90 kg mı? Hangi ırk ve hangi besleme rejimiyle?
- Kesim öncesi aç bırakma ve strese maruziyet etin kalitesini sizce ne kadar değiştiriyor? DFD/PSE benzeri durumlar yaşadınız mı?
- Yan ürünleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Organları sofraya taşımak, kemikleri kaynatmak; ekonomik ve kültürel açıdan nasıl etkiliyor?
- Karar verirken veri-tabanlı yaklaşım mı ağır basmalı, yoksa toplumsal/etik kaygılar mı? Siz kendi pratiğinizde bu dengeyi nasıl kuruyorsunuz?
- Farklı mezbahalarda dressing farkı gördünüz mü? Ustalık ve standardın etkisi sizce yüzde kaç?
Hadi deneyimleri, rakamları ve değerleri yan yana koyalım. Belki de en iyi cevap, soğukkanlı matematikle sıcak vicdanın buluştuğu yerde saklıdır.
Selam forumdaşlar,
Bir süredir aklımı kurcalayan bir konuyu, farklı bakış açılarıyla masaya yatıralım istiyorum: 200 kg canlı ağırlığa sahip bir hayvandan net olarak ne kadar et çıkar? Bu soru ilk bakışta basit gibi dursa da; tür, kesim tekniği, yağ-bon kemik oranı, besleme, hatta kültürel tercihler gibi bir sürü değişkene bağlı. Gelin, hem sayılara yaslanan hem de toplumsal etkileri gözeten bir çerçevede konuşalım; siz de araya girip kendi tecrübelerinizi yazın ki konu zenginleşsin.
---
“Et Verimi” Ne Demek? Kısa Tanım ve Formüller
Kasap ve zootekni literatüründe işin iki temel adımı var:
1. Sıcak Karkas Ağırlığı (SKA): Kesim sonrası deri, baş, ayaklar ve iç organlar alındıktan sonra tartılan karkas.
2. Perakende (Kemiksiz) Et Verimi (PEV): Karkasın parçalanıp kemik, kıkırdak ve fazla yağ ayrıldıktan sonra sofraya girebilecek temiz et.
Basit formüller:
- Dressing (%) = SKA / Canlı Ağırlık × 100
- PEV (%) = Kemiksiz Et / SKA × 100
- Toplam Sofralık Et (%) ≈ Dressing × PEV / 100
Bu oranlar hayvana göre geniş aralıkta değişir; birazdan ayrıntılandıracağız.
---
Türlere Göre Kabaca Hedefler: 200 Kg İçin Ne Beklemeli?
Sığır (genç dana/düve sınıfında 200 kg):
- Dressing: %50–60 (genç ve zayıfsa alt sınır, iyi kondisyonluysa üst).
- PEV: %65–75 (kemiksiz parça oranı; ırk ve yağ dağılımına göre).
- Sofralık et: %32–45 bandı.
Yani 200 kg × %32–45 = 64–90 kg arası kemiksiz et makul bir aralık.
Koyun/Keçi (200 kg canlı ağırlık bu türlerde ender; ama kıyas için yüksek kondisyonda düşünelim):
- Koyunda dressing tipik olarak %45–52; PEV %60–70.
- Sofralık et: %27–36 bandı.
200 kg’lık örnek teorik kalabilir; ama ölçeklemek için: 50 kg’lık bir koçta 13–18 kg civarı kemiksiz et görülebilir. 200 kg’ı baz alırsak ölçek dışı bir birey olurdu; bu yüzden koyun/keçi için esasen canlı ağırlığa göre oranlar konuşulur.
Besleme ve ırk etkisi:
- Daha yağlı tipler dressing’i yukarı çeker ama PEV’i (kemiksiz verim) bazen sınırlı artırır, çünkü ayrılacak “fazla yağ” artar.
- Daha kaslı ırklar (sığırda bazı etçi ırklar) PEV’i iyileştirir.
---
Neden Aynı 200 Kg’dan Biri 64 kg, Diğeri 90 kg Et Çıkarıyor? Değişkenler
- Rumendeki doluluk & aç bırakma (shrink): Kesimden 12–24 saat önce yem kısıtlanırsa iç organ ağırlığı azalır, dressing yükselir.
- Deri ve baş/ayak ağırlığı: Sığırda deri ağırdır; zayıf hayvanlarda göreli pay daha yüksektir.
- Yağ dağılımı: İntermüsküler ve subkutan yağ, görsel “doluluk” verir ama kemiksiz etin sofraya giren kısmını her zaman artırmaz.
- Kemik oranı: Yaşa bağlı; genç hayvanlarda kemik yüzdesi görece yüksek olabilir.
- Kesim standardı ve ustalık: Düzgün yüzüm ve trim, hem hijyen hem verim için kritik.
- Parçalama tercihi: “Sıfır yağ” isteyenle “butun yağlı kalsın” diyenin PEV’i farklı çıkar.
---
Erkeklerin Veri Odaklı Bakışı: Sayılar, FCR ve TL/Kg Hesabı
Forumda sık gördüğümüz bir yaklaşım: “Rakam gelsin, karar verelim.” Bu perspektifte öne çıkanlar:
- FCR (Feed Conversion Ratio / Yem Dönüşümü): Kaç kg yemle 1 kg canlı ağırlık kazanıldı? Eğer 200 kg canlı ağırlığa geliş maliyeti yüksekse, 64–90 kg’lık kemiksiz etin TL/kg bazında maliyeti belirleyici olur.
- Net randıman hesapları: “200 kg × %55 dressing = 110 kg karkas; 110 × %70 PEV = 77 kg et.” Sonra “77 kg × satış fiyatı – besleme + sabit giderler” diye kâr/zarar tablosu çıkar.
- Standart sapma / risk: Hangi ırkta ve hangi besleme rejiminde alt–üst bant genişliği dar? Veri odaklılar, oynaklığı sevmez; öngörülebilir verim ister.
- Benchmarking: Aynı bölgedeki üç kasap/mezbaha verimi karşılaştır, ortalama al, dağılımı gör; sonra karar ver.
Bu bakış açısı, özellikle üretim ve ticaret yapanlar için anlamlı: Net rakam, öngörülebilirlik ve tekrarlanabilir sonuç.
---
Kadınların Duygusal-Sosyal Odaklı Bakışı: Refah, İsraf ve Topluluk Etkisi
Toplumdaki pek çok tartışmada görülen ikinci eksen: “İşin insani, çevresel ve kültürel boyutu ne?” Burada öne çıkanlar:
- Hayvan refahı: Kesim öncesi stres hem et kalitesini hem toplum vicdanını etkiler. Stres, pH ve DFD/PSE gibi kalite problemleri doğurabilir; bu da “çıkan etin değeri”ni düşürür.
- İsrafın azaltılması: Karkas dışı yan ürünler (iç organlar, yağ, kemik suyu, deri) değerlendirildiğinde toplam gıda çıktısı artar. “Verim sadece kemiksiz et midir?” sorusu burada gündeme gelir.
- Paylaşım ve topluluk: Büyük parçaların komşu/akraba arasında paylaştırılması, ekonomik yükü hafifletir; geleneği, dayanışmayı güçlendirir.
- Sürdürülebilirlik: “Daha az ama daha iyi et” yaklaşımı; porsiyon kontrolü, tüm hayvanın saygıyla kullanılması, çevresel ayak izinin düşünülmesi.
Bu bakış açısı fiyat/gramın ötesine geçer: Kalite, etik ve toplumsal uyum gibi görünmez ama etkili parametreleri tartıya koyar.
---
İki Yaklaşımı Birleştirmek: “Soğukkanlı Matematik + Sıcak Vicdan” Modeli
Gerçek hayatta en sağlam kararlar hibrit olur. Örnek bir yol haritası:
1. Teknik Ölçüm:
- Kesim öncesi 12 saat yem kes; canlı ağırlığı netle.
- Mezbahada SKA’yı belgelet, fotoğraflı kayıt tut.
- Parçalama sonrası kemiksiz et ağırlığını ve sınıflamasını (but, kontrfile, döş vb.) tart.
2. Kalite-Kıymet İlişkisi:
- Etin pH/renk/doku gözlemlerini ve olgunlaştırma süresini not et.
- Fazla yağın bir kısmını değerli yan ürüne çevir (kavurma yağı, kuyruk yağı, sabun, mum vs.).
3. Toplumsal Boyut:
- Kullanmayacağın organik parçaları ihtiyaç sahiplerine/yerel üreticilere ver; israfı azalt.
- Parçaları önceden alıcılarla planla; derin dondurucu, vakum, porsiyonlama.
4. Karar Destek:
- 3–5 kesimde ortalama randımanını bul; tür/ırk/besleme notlarını tut; sonra hangi profil sana en iyi TL/kg + memnuniyet sağlıyor, gör.
---
Pratik Örnek Hesaplar (Sığır 200 kg Senaryosu)
- Temkinli Senaryo (zayıf kondisyon):
Dressing %50 → 100 kg karkas. PEV %65 → 65 kg kemiksiz.
- Orta Senaryo (ortalama kondisyon):
Dressing %55 → 110 kg karkas. PEV %70 → 77 kg kemiksiz.
- İyi Senaryo (kaslı/iyi kondisyon):
Dressing %60 → 120 kg karkas. PEV %75 → 90 kg kemiksiz.
Bu aralıklar, neden “tek doğru” olmadığını güzel anlatıyor. Siz kendi kesimlerinizde hangi bandı görüyorsunuz?
---
Yan Ürünler ve “Gizli Verim”: Sadece Et Değil
Kelle-paça, işkembe, ciğer, böbrek, yürek, dil; ayrıca kemikten iliksiz/ilikli su ve yağı değerlendirmek… Bunlar sofraya giren besin denkleminde ciddi yer tutar. Salt “kemiksiz kırmızı et”e bakarsak verim düşük görünebilir; ama tüm hayvanı değerlendirme kültürü (nose-to-tail) hem etik hem ekonomik getiriyi artırır.
---
Forum Soruları: Sizin Tecrübeniz, Sizin Dengeniz
- 200 kg canlı ağırlıkta gerçek ölçümleriniz ne diyor: 65 mi, 77 mi, 90 kg mı? Hangi ırk ve hangi besleme rejimiyle?
- Kesim öncesi aç bırakma ve strese maruziyet etin kalitesini sizce ne kadar değiştiriyor? DFD/PSE benzeri durumlar yaşadınız mı?
- Yan ürünleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Organları sofraya taşımak, kemikleri kaynatmak; ekonomik ve kültürel açıdan nasıl etkiliyor?
- Karar verirken veri-tabanlı yaklaşım mı ağır basmalı, yoksa toplumsal/etik kaygılar mı? Siz kendi pratiğinizde bu dengeyi nasıl kuruyorsunuz?
- Farklı mezbahalarda dressing farkı gördünüz mü? Ustalık ve standardın etkisi sizce yüzde kaç?
Hadi deneyimleri, rakamları ve değerleri yan yana koyalım. Belki de en iyi cevap, soğukkanlı matematikle sıcak vicdanın buluştuğu yerde saklıdır.